Düşük Karbonhidrat Diyeti Yararlı mı?

Sponsorlu Bağlantılar

Diyet yaparak kilo vermek isteyenlerin son vakit en gözde ve en çok seçim edilen diyeti düşük karbonhidrat diyetidir. Düşük karbonhidrat diyeti faydalı mıdır? Düşük karbonhidrat diyetinin zararları var mıdır? gibi verileri sizler amacıyla araştırdık ve eksper diyetisyenlerin düşük karbonhidrat diyeti amacıyla görüşlerini sizlerle buluşturduk.

Oldukça süratli ve sıhhatli bir diyet biçimi bulunan düşük karbonhidrat diyeti, etkili diyetlerdendir. Bilimsel biçiminde ispatlanmış bulunan düşük karbonhidrat diyetini yapar iken ilgi edilmesi gereken konuları makalemizde bulabileceksiniz. Öncelik ile size nasıl bir diyetin ideal olacağını ve düşük karbonhidrat diyetinin sizde etkili olup olmayacağını araştırmak gerekmektedir. Tercihleriniz arasında düşük karbonhidrat diyetini kesinlikle değerlendirmelisiniz.

Bilmeniz gereken en mühim şey bu diyetin kimler amacıyla olmadığı. Profesyonel sporcular ya da amatör olup her gün antrenman yapan sporcular ve bedensel meslek yapanlar.

Onun dışında bu diyet günlük hayatında hareket etmeyen bir hayat tipi süren ya da günde 1-2 saat spor yapan şahıslar amacıyla gerektiğince ideal. Genellikle de beden geliştirme ve kuvvet çalışanlar amacıyla ideal zira kas kaybetmeden yağ kaybedileceksiniz ya da çok yağ kazanmadan, kas yapabileceksiniz.

Bu diyet yardımıyla uyuyan yağ yakma mekanizmalarınızı harekete geçirecek ve şeker-yakıcı yerine yağ-yakıcı olacaksınız. Bu diyetin size kazandıracakları aynen şöyle:

– Yağ-yakıcı biçiminde, yağları kullanabileceğiniz yerde glikozu kullanıp glikojen kaynaklarını anında bitirmeyeceksiniz ve bu size çok yoğun aktiviteler amacıyla lüzumlu bulunan yakıtı sağlayacak.

– Yağ-yakıcı biçiminde daimi karnınız acıkmayacak. Glikojen depoları anında tükendiği amacıyla şeker-yakıcılarda beden anında açlık sinyali gönderir ve yine karbonhidrat ister. Oysa yağ-yakıcı biçiminde sizin enerjiniz esasen bedeninuzda depolu olacak.

– Yağ-yakıcı biçiminde gün boyu daimi enerjiniz olacak. Şeker-yakıcıların aksine dışarıdan alınması gereken bir enerji kaynağı yerine bedeninuzda depo bulunan yakıtı kullandığınız amacıyla gün içerisinde belli saatlerde yorgunluk hissetmeyeceksiniz.

– Yağ-yakıcı biçiminde depbulunanmış ve yediğiniz yağları enerji biçiminde çok çok etkili ve basit bir biçimde yakabileceksiniz.

– Yağ-yakıcı biçiminde kilo almayacaksınız ve çok evvel aldığınız kiloları basitçe verebileceksiniz. Glikojen yerine yağ yaktığınız ve yağ depolarına çok basit eriştiğiniz amacıyla yağları evvellik biçiminde depo etmek yerine yakacaksınız. Vücudunuzdaki insülin salgılanımı çok düşeceği amacıyla yağ yakmanız basit, yağ depolamanız güç olacak.

– Yağ-yakıcı biçiminde karbonhidratlı besinlerin keyfini unutacaksınız ve canınız bu yüksek kalorili besinleri çekmeyecek.

– Yağ-yakıcı biçiminde proteinli ve yağlı besinleri çok çok yiyeceksiniz ve bu besinler çok doyurucu bulunduğu amacıyla esasen iştahınız azalacak. Karbonhidratları da azalttığınız amacıyla kalori tüketiminiz çok da düşecek.

– Six pack yani karın kaslarınızi, adonisleriniz basitçe ve kısa bir sürede meydana çıkacak.

Bütün bu vaatlerden sonra diyete başlamadan evvel özet biçiminde birkaç kısa bilgi vereceğim. Bunları öğrenmeniz şart. Öncelik ile besinlerden başlayalım. Makro besinler protein, karbonhidrat ve yağ olmak üzere üçe ayrılır.

Proteinler bedenin yapı taşlarıdır. Gelişme ve büyüme amacıyla, dokuları tamir etmek amacıyla ve bedentaki hormonlar amacıyla gerekmektedir. Et ürünleri, süt ürünleri ve baklagillerde bulunur. Fazladan alınan proteinin %58’si glikoza çevrilir.

Yağlar bedenin enerji kaynağıdır. Hem de organları korur ve büyüme ve gelişmeyi de sağlar. Omega 3 ve 6 yağ asitleri beden amacıyla gerekmektedir ve dışarıdan alınmaları güçunludur. Yağ depoları bedene enerji sağlar.

Karbonhidratlar da bedenin enerji kaynağıdır. Karbonhidrat yediğimiz vakit glikoza (şeker) çevrilir ve kan şekeri yükselir. Insulin isimli hormon salgılanır ve glikoz karaciğerdeki ve kaslardaki depolarda glikojen biçiminde depbulunanır. Daha da çoğu yağ biçiminde depbulunanır.

Vücudumuz kasları kasmak amacıyla lüzumlu enerjiyi üç metotla sağlar.

Fosfajen sistemi çok yüksek yoğunluklu aktivitelerde tüketilir. Bu sistem kaslardaki kreatin fosfatı yakıt biçiminde kullanır. 10-20 saniye arası çok kısa ama çok büyük kuvvet gerektiren kasılmalar amacıyla tüketilir.

Anerobik glikoliz sistemi 20 saniyeden 1,5 dakikaya kadar süren orta-yüksek yoğunluklu aktivitelerde tüketilir. Bu sırada hidrojen iyonları meydana çıkar ve bu da kaslarda yanmaya sebep olur. Bu düzenin tek yakıtı “glikozdur”

Aerobik sistem 1,5 dakikadan uzun ve düşük yoğunluklu aktiviteler amacıyla tüketilir. Örneğin hafif tempo koşu, yürüyüş vs gibi. Yakıtı glikoz ya da yağlardır. Aktivitenin yoğunluğu ne kadar yüksekse o kadar çok glikoz tüketilir.

Günlük aktivitelerimizin anında anında hepsinde aerobik sistemden enerjimizi alırız. Glikoliz ya da fosfajen sistem çok nadir tüketilir (Sporcu değilseniz). Ama bedenimizin aerobik sistemle enerji elde eder iken ne kadar glikoz ve ne kadar yağ yakacağı büyük miktarda beslenme düzeninize bağlıdır.

Siz bugünümüzde daimi karbonhidratlı besinlerle besleniyorsunuz ve bedeninuz yağları enerji biçiminde kullanmayı 2. Plana attı. Vücuda daimi karbonhidrat girdiği amacıyla yağları yakma gereksinimi duymuyor. Nasıl olsa karbonhidratlar daimi elinin altında. Ama biz bu sistemi değiştireceğiz ve bedeninuz bundan sonra glikoz yerine günlük enerjisini yağlardan alacak. Böylece bedeninuz yağ yakma fabrikasına dönüşecek.

Karbonhidratlı bir şeyler yediğiniz vakit kan şekeriniz yükselir. Şeker toksik bulunduğu amacıyla insülin döneme girer. Insulin, hücrelerin şekeri absorbe etmesini ve yağ hücrelerine enerji amacıyla yağ kullanmamasını söyler. Eğer yediğiniz besinin Glisemik Indeksi çok yüksekse, insülin de o kadar çok salgılanır ve bu sayede kan şekeriniz bir anda düşer ve yine acıkırsınız.

Karbonhidratlı besinleri yedikçe yiyesimiz gelir. Ekmek, nutella, bal, reçel, kurabiye, çikolata vs gibi besinleri yedikçe yiyesimiz geliyor, daimi aklımızdalar. Oysa yağlı ve proteinli besinlerde bu tür bir problem yok.

Sponsorlu Bağlantılar
Yazıyı Sosyal Ağda Paylaş

Limon Otunun (Melisa Otu) Kullanımı ve Yan Etkileri
Limon otu ya da melisa (Melissa officinalis), nanegiller ail...
Kahve İçerek Kilo Vermek İster Misiniz?
Kahvenin faydaları saymakla bitmiyor. Her geride bıraktığımı...
Lahana Çorbası Diyeti Nedir? Nasıl Yapılır?
"Lahana çorbası diyetide neymiş, bu tür diyet mi olur" demey...
Sıvı Diyetler Yerine Sağlıklı Detoksları Tercih Edin
Beslenme ve Diyet Uzmanı Öznur Akgöz, detoks adı altında bil...
En Kolay Zayıflama Yöntemi Nedir?
En kolay zayıflama yöntemi halk arasında çok fazla aranıyor....
Fazla Kilolarınıza Bahar Diyetiyle Veda Edin
Her diyette olduğu gibi Bahar diyeti de uymanız gereken kura...
Nasıl Hızlı Kilo Verebilirim?
Hızlı kilo vermek için yapılması gerekenlerin neler olduğunu...
Kış Gelinleri için Zayıflatan Diyet
Bildiğiniz gibi kış sezonu kilo almaya daha müsait bir sezon...
C Vitamini Eksikliğinin Belirtileri ve Risk Faktörleri
C vitamini, birçok gıdada bulunan güçlü bir antioksidandır v...
İdeal Kilo Hesaplama - İdeal Kilo Kaç Olmalı?
Yaş, boy ve kilo oranlarının birbirine denk olması gerekiyor...
Doğurganlık Arttıran Diyet Nasıl Yapılır?
Diyet yapmak sadece kilo vermek için yapılan bir uygulama de...
Ne Zaman Yediğiniz Neden Önemli?
Kronobiyoloji, vücudun (iç saatin) çevredeki dış işaretlerle...
En Etkili Zayıflama Takviyesi
Zayıflama takviyeleri tek başına değil ama yapılan spor ve d...
Diyette Uzak Durulması Gereken Besinler
Diyet yapmak çoğu zaman hayal olur. Çünkü uzak durmamız gere...
Diyet Yaparken Yapılan Hatalar
Sağlıklı bir yaşam ve iyi bir vücuda sahip olmak için diyet ...